Cuma, Haziran 08, 2007

gemi barmenliği



Bugün 1921 doğumlu emekli bir gemi barmeni tansiyon ilaçlarını yazdırmak için uğradı. Ne tür gemilerde çalıştığını sordum.
Denizcilik Bankası'na bağlı uzun yol gemilerinde, Ankara ve Samsun feribotlarında çalışmış, bütün dünyayı gezmiş.
‘Ben de o gemilere bindim’ diyecek oldum, benim bindiklerim aynı adı taşıyan yeni gemilermiş.
‘Gemilerde seyahat o zaman çok güzeldi, çok isterdim sizin gibi neşeli, genç bir doktor o nezih ortamı yaşasın, çok hoşunuza giderdi’ dedi.

Gemi barındaki içkilerin de yolculuk fiyatına dahil olup olmadığını sordum. Bilete tam pansiyon yemekler ve çay, kahve dahilmiş, içkiler ekstraymış, ama personelden bir tanıdığın olursa idare ederlermiş.
Gemiciler için söylenen ‘her limanda bir sevgili’ lafının doğru olup olmadığını sordum.
Önce 'Kişisine göre değişir’ dedi, üsteleyince ‘ E oluyordu tabi o zamanlar, güzel zamanlardı, yolcularla münasebetler teşkil oluyordu, bazen inen yolcuyla birlikte biz de inip evine gidiyorduk, hatta gemiyi kaçırıyorduk’ dedi.

‘Nasıl yani, kasıtlı mı kaçırıyordunuz yani? ‘dedim.
‘Evet , mesela Marsilya’da gemiyi kaçırınca 15 gün orada bekliyorsun’ dedi.
‘Cezası yok muydu bunun?’ dedim. Aşırıya kaçmazsan çok cezası yokmuş.
‘Hem kızın evinde kalıyorsun, harcamaları da o karşılıyor, iyi oluyordu’ dedi.



4 yorum:

Adsız dedi ki...

bu ''gemiyi kaçırmak'' olayı çok güzeldi :))

yazılarınız hem keyifli hem aydınlatıcı , tekrar tebrik ederim...
sağlıcakla...

Eray Endeş dedi ki...

alışınca "şu ilacı verdim ve şunu tavsiye ettim" diye okumaya, sanki bu eksik kaldı.

Adsız dedi ki...

amcam pek bi' çapkınmış...
:]

Pratik Anne dedi ki...

Hey Allahim,
Sizin blogunuzdan ogrendigim kadar herhalde Larousse ansiklopedisini okusam ogrenmezdim. Gemiyi kacirma olayi supermis.