Salı, Haziran 26, 2007

kayıp

Bu sabah göğüste sıkıntı hissi ve kolda uyuşma yakınması ile epeyce doktor dolaşmış ve bütün tahlillerini yaptırmış bir hasta başvurdu. Ben de, muayenesini yapıp tahlillerini inceledikten sonra herhangi bir organik hastalık belirtisine rastlayamayınca canını sıkan bir konu olup olmadığını sordum.
Onbeş yıl önce kızı kaybolmuş, o zamandan beri hiç haber alamamış.
Nasıl kaybolduğunu sordum. Çantasından o günkü gazetenin küpürünü çıkartıp, anlattı: Komşuya gezmeye giderken 16 yaşındaki kızını evde yalnız bırakmış. Döndüğünde evde yokmuş, bir daha ne bir ses, ne bir haber…
Önce resmi yollardan aramışlar, polise jandarmaya başvurmuşlar, sonra kendi imkanlarıyla aramaya başlamışlar.
‘Bu uğurda 4 evimizi sattık’ dedi.
‘Nereye gitti bu kadar para?’diye sordum.
7000 tane renkli resmini bastırıp dağıtmışlar, Umut Otobüsü'ne katılıp gezmişler, ‘Şu kadar dolar verirseniz yerini bulur söyleriz’ diyen hocalara vermişler.
'Birden fazla mı hocaya gittiniz?’ dedim.
‘Ohoo, kaç hocaya gittik, bir umut diye her söylenene gidiyorsun, ne paralar dağıttık’ dedi.
‘Umut otobüsüyle gezmek nasıl bir şey?’ diye sordum.
Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği'nin (YAKAD) bir organizasyonu ile bir otobüsün üzerine kayıpların resmi yapıştırılarak iller dolaşılıyormuş.
‘İşte kötü yerlere gidip bakıyoruz, polis bize açıyor, bakıyoruz, 13-14 yaşında çocuklar kaynıyor’ dedi.
Televizyondaki programlara çıkmayı düşünüp düşünmediğini sordum.
Zaten iki kere çıkmış:
‘Serap’a ve İnci’ye çıktım’ dedi.
‘Nasıl oluyor, bir para alışverişi var mı bu programlarda?’ diye sordum.
Yokmuş, alıp otele yerleştirmişler, İstanbul’da kaldıkları sürece misafir etmişler.
‘Hangisi daha iyyidi?’ dedim.
‘Serap daha iyiydi’ dedi.
‘Hem bizi üç gün çıkardı; İnci iki günde bıraktı, hem de daha işe sahip çıkıyor’ dedi.
Programlar sonunda da hiçbir ses çıkmayınca programcılar ‘Kızın kesin yaşıyor, ölse mutlaka bir haber gelirdi’ demişler.
Yakınmaları somatizasyon bozukluğuna uyduğundan Paxil 20 mg tb 1x1 ve Xanax 0,5 tb 3x1/2 yazdım ve kontrole çağırdım.

6 yorum:

Adsız dedi ki...

80 li yillarda istanbulda universitede okuyan bir gencin, karsidan karsiya geciren gemilerden birinde katlanmis ceketi ve saati bulunmus.Kayserideki Annesine de oglun denize atlayip intihar etti diye haber getirmisler. Ceset bulunmamis.Bu anne oglunun yasadigina, siyasi sebeplerden saklandigina inaniyordu ve bu yuzden hem umutlu hem de ogluna cok kizgindi. Bazen "keske olmus olsa tabuta koysalardi da ve bir yere gomulmus olsaydi, oraya gider aglardim. boylesi olumunden de beter" derdi.

Adsız dedi ki...

aslında hiç bizim olmamışlar,fakat bizimdir sandıklarımız,kayıp gibi gelir hep çıkıp gittiklerinde,içimizi acıtır bizi ağlatırlar falan..
ama gerçek kayıp budur ya..
içinden bi parça,can verdiğin hayat verdiğin..
okuyunca çok kötü oldum yaaa offffff :((

FECFAC dedi ki...

Çok üzüldğüm yaa.İnşallah o ve onun gibi anneler en kısa zamanda ardıklarına kavuşurlar...

sevgilikeNdim dedi ki...

Uf ya, tüylerim diken diken oldu. Allah kimsenin başına vermesin.

etipuf dedi ki...

eet kayıp ölümden daha zor olsa gerek..ölüme alışırsın ii kötü ama ya kayıp??
bir umutla beklmek ve bu umutla hergün biraz daha erimek.....
gelmiyeceğini bilerek...

Pratik Anne dedi ki...

Allah gostermesin, cocuk kayiplari kadar ne ic acitabilir? 15 sene dile kolay. Cocugumu ha buldum ha bulacagim umidi ile hergun her dakika. Maddi manevi tuketiyorsun. Biraksan birakamazsin, unutsan unutamazsin. Allah tez zamanda kavustursun cocuguna insallah.