Cuma, Nisan 25, 2008

trifaze akım


Bugün sınava çalışmak için sabahlamak isteyen bir üniversite öğrencisi uyutmayacak ilaç yazdırmak için başvurdu.
Ne okuduğunu sordum, elektrik mühendisliği okuyormuş.
“Bu trifaze akım ne oluyor? diye sordum
Akım birbirine 120 derece açıyla üç faza bölünüyor, böylece aynı hatta üç akım taşınmış oluyor. Bu sayede tek faza fazla yük binip trafoların yanması engelleniyor” dedi.
“Dalgaların birbirine açısı mı oluyor bu? 120 derece?” dedim, öyleymiş.
“Eskiden böyle değil miydi ki monofaze elektrik saatleri kullanılıyordu?” dedim
Eskiden de üç faz varmış ama her faz bir mahalleye verilirmiş. Daha sonra apartmana giren trifaze akımın her fazı bir daireye verilmeye hatta sonzamanlarda dairenin içindeki bölümler ayrı faza bağlanmaya başlanmış.
“Şimdi mesela evinizde buzdolabının kullandığı voltaj düşebilir ama salon ayrı fazda ise televizyon bu düşüşten etkilenmez” dedi.

Kendisine uyanık kalmak için ilaç içmenin sağlıklı bir yol olmadığını, uyanık kalsa bile ilaçlar nedeniyle konsantre olamayacağını, ayrıca konuyu basitleştirerek anlatışına bakarsak konusunda hakim olduğunu, zira bir konuyu ancak iyi bilen kişinin konuyu basitçe anlatabileceğini söyledim, ilaç yazmadım.

İlk fotoğraf Bodrum Tedaş müdürünün düğün davetiyesiymiş

3 yorum:

A. Murat Eren dedi ki...

Haddinden fazla uyanık kalmanın performansa olumlu etkisi olmadığını ben de üniversite yaşantımda ve sonrasında pek güzel öğrenmiştim.

Fakat uykusuzluğun 20-25 saati geçtiği durumlarda normalde olduğumdan daha zeki olduğumu hissetmeye başlardım, normalde düşündüğümden daha hızlı, daha derin düşünebiliyormuşum gibi gelirdi. Bu yüzden uykusuz kalmaktan çok keyif alıyordum. Fakat daha sonra uykunun vazifelerinden birisinin de, maliyetli bir iş olan kısa süreli hafızadaki verileri uzun süreli hafızaya düzenli bir şekilde yerleştirmek olduğunu ve vaktinde uyumayanların bir nevi kısa süreli hafıza taşması nedeni ile uykusuz geçirdikleri süredeki gözlemlerin bir kısmını unuttuklarını öğrenince biraz üzülmüştüm.

Pardus projesinde ilk Çalışan CD sürümümüzü çıkarmak için 55 saat uyumadan ve ara vermeden çalışmıştık ekibin büyük bir kısmı ile. Uykusuz geçirilen süre ile verim arasında geometrik bir ters orantı olsa da ne yaptığınızı çok iyi biliyorsanız uykusuzluk verimi o derece hızlı düşürmeyebiliyor belki de.


Selamlar, saygılar.

chelseay dedi ki...

Gelen ogrenci ilac istemeye gelmis, ama siz ilaci vermemekle kalmamis, uzerine bedavaya da tembih vermissiniz.

Nature dergisindeki su haber ilginizi cekebilir:
http://www.nature.com/news/2008/080409/full/452674a.html

Her ne kadar siz soz konusu ilaclarin faydasi olmayacagini soyleseniz de, anlasilan insanlar bir takim faydalar kesfetmisler. Uzun vadede kotu yan etkileri vardir belki, kim bilir. Gorunen o ki bir suru bilim insani o yan etkileri goze alip kisa vadede performanslarini artirmak adina kullaniyorlar cesitli ilaclari.

Konuya iliskin bazi ekonomik argumanlar icin:
http://www.becker-posner-blog.com/archives/2008/03/23/

ssbb dedi ki...

Ben de Tıp fakültesindeyken sıkıştığım bir gece sabahlamak için uyarıcı bir ilaç kullandım. Sonuçta uyanık kaldım, ama bir anksiyete krizi geçirdim, ve ders çalışamadım.
Nature'daki anketi yanıtlayanların tıpçı olduğunu sanmıyorum, eğer öyle iseler de gözlerini hırs bürümüş zira bahsi geçen ilaçlar bağımlılık yapan türden ağır droglar.